Günün yorgunluğu omuzlarıma çökmüştü ama içimde tarifsiz bir ihtiyaç, hüzün vardı. Susarak düşünmek, adım adım içime yürümek, o sorunu bulup yok etmek istedim. Telefonu sessize aldım. Kimseye haber vermeden evden çıktım. Sokaklar her zamanki gibi sessiz, her zamanki gibi kalabalık hissettirdi. Kulaklığımı taktım maksat arka plan da bir şeyler çalsındı.
Bazen yalnızlık çevrende kimse olmadığında değil, kimseyle aynı hisleri paylaşamadığında gelir ya…İşte o hâl vardı üzerimde. Yine kalabalığın için de yalnız kalmıştım. Hava serin, rüzgar hafifti. Gözüm bir pencereye takıldı, içerde bir masa, üstünde çaydanlık ve yanında diz çökmüş bir anne.
İçimde bir şey titredi. Ne çok şeyi gözden kaçırıyoruz gündüz telaşlarında. Oysa gece her şeyi yavaşlatıyor, büyütüyor.
Bugün yürürken dua ettim. İsmini anmaktan çekindiğim birini kalbimde yine yokladım.
“Rabbim, kalbimi temizle, yolumu berraklaştır, razı olacağın bir yolda yürüt” dedim.
Kimi zaman kalbimiz bile yönünü kaybediyor ama ne güzel ki her akşam yeni bir yön bulma imkânı sunuyor insana ya da ben öyle hissediyorum.
Her adımda geçmişin bir parçası döküldü üzerimden. Bazı hatalar, bazı pişmanlıklar. Unutmuyorsun, ama alışıyorsun. Kendini affetmeyi öğreniyorsun. Çünkü yol ancak affettikçe açılıyor.Herkes hata yapabilir ama marifet, bunun bir hata olduğunu fark edip kendine kızmadan ders almakta.
Sokağın sonunda bir banka oturdum. Başımı göğe kaldırdım. Ay oradaydı yıldızlar pek görünmüyordu. Bana değil belki ama. Ben kendime bakıyordum. Ve fark ettim ki, bu yürüyüş bedenimi değil, kalbimi yormuştu. Ama güzel bir yorgunluktu bu. Temiz, sessiz ve dolu. Eve döndüm.
Her şey aynıydı ama içimde bir şey artık eskisi gibi değildi.
Belki de sadece yürüyüş değildi bu.
Belki de ben, akşamla birlikte kendime doğru biraz daha yaklaşmıştım. Bugün hayallerim için birer birer adımlar attım umarım her şey güzel olur selametle ^_^
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder